Anjiyografi yöntemiyle, AVM'ye neden olan anormal damar yapısı belirlenebilir. Anjiyografi, damarların ayrıntılı bir şekilde incelenmesini sağladığı için cerrahi müdahale için değerli bilgiler sunabilir. Bu yöntemle, AVM'nin konumu, boyutu ve damarlarla ilişkisi gibi önemli detaylar tespit edilebilir.

 

Buna göre, cerrahi ekibin AVM'yi en etkili ve güvenli şekilde tedavi etmek için gerekli planlamaları yapması mümkün olur. Bu nedenle, AVM tedavisi için anjiyografi yöntemi oldukça önemli bir adımdır. Genel olarak, AVM tedavisinde anjiyografi yöntemi kullanılır ve kapalı bir prosedürdür. Yani, damarlara erişmek için açık bir cerrahi işlem yapılmaz. Bunun yerine, bir kateter, vücuttaki bir artere yerleştirilir ve bu şekilde kontrast madde damarlara sızdırılır. Bu yöntem sayesinde, AVM'nin görüntülenmesi ve tedaviye yönelik kararların alınması mümkün hale gelir. Ancak tedavinin gerçekleştirilmesi için farklı yöntemler kullanılabilir.

 

Anjiyografi, AVM'nin radyoaktif taneciklerle tıkanmasını sağlayan embolizasyon dahil diğer tedavi prosedürlerine de yardımcı olabilir. Bu nedenle, AVM tedavisinde anjiyografi yöntemi önemli bir araç olarak kullanılmaktadır.